Yüzde elektrik çarpmasına benzer ani ve şiddetli ağrılarla seyrediyor. Her yıl 100 bin kişide ortalama 4 ila 6 arasında görülen trigeminal nevralji ilaç ve cerrahi yöntemlerle tedavi edilebiliyor.
Göz çevresinde, alt ve üst çenede şiddetli ağrılarla seyrediyor. Ağrılar bazen o kadar dayanılmaz oluyor ki hastalara deyim yerindeyse hayatı zindan ediyor. Öyle ki bu hastalığa halk arasında “çıldırtan hastalık” ya da “delirten ağrı” gibi isimler veriliyor. Söz konusu hastalık, yılda ortalama her 100 bin kişide 4 ila 6 arasında görülen trigeminal nevralji…
Hafife alınmayacak derecede ciddi bir sağlık sorunu olan trigeminal nevralji, önlem alarak korunulabilecek bir hastalık değil. Peki trigeminal nevraljinin sebebi ne? En önemlisi de yaşam kalitesini ciddi derecede düşüren bu hastalık tedavi edilebiliyor mu? Sağlık Bilimleri Üniversitesi Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Omurilik ve Sinir Cerrahı Prof. Dr. Adem Yılmaz’la konuştuk.
Trigeminal, adı üstünde üç parçalı bir sinir… Birinci dalı göz çevresini, ikinci dalı üst çeneyi, üçüncü dalı da alt çeneyi etkiliyor. Trigeminal nevralji genelde sağda ve solda tek taraflı olur. İki taraflı olması çok nadir görülen bir durum.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Omurilik ve Sinir Cerrahı Prof. Dr. Adem Yılmaz
Ağrılar ataklar halinde geliyor
Trigeminal nevraljinin birçok sebebi olduğunu belirten Prof. Dr. Yılmaz, “Temel sebebi beyinden çıkan trigeminal sinire, oradaki bir damarın yapışıp kalbin her kan pompaladığında şişerek sürekli vurması. Bunun sonucunda da elektrik ve şimşek çakması gibi bir ağrı ortaya çıkarmasıyla ilgili bir hastalık” diyor.
Prof. Dr. Yılmaz, hastalığın etkilediği alanı şöyle açıklıyor:
“Trigeminal, adı üstünde üç parçalı bir sinir… Birinci dalı göz çevresini, ikinci dalı üst çeneyi, üçüncü dalı da alt çeneyi etkiliyor. Trigeminal nevralji genelde sağda ve solda tek taraflı olur. İki taraflı olması çok nadir görülen bir durum.”
Bu hastalıkta ağrılar ataklar halinde geliyor. Çok ileri düzeyde olan trigeminal nevraljilerde ise ağrı hem çok şiddetli hem de daha sık yaşanıyor. Trigeminal nevraljinin bazı migren tipleriyle karıştırılabildiğini ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, ayırt edici özelliğini şu şekilde anlatıyor:
“Trigeminal nevralji çok tipiktir. Yüz veya göz çevresine vuran ani, şiddetli, aralıklı ağrılar görülür. En büyük özelliği aralıklı olmasıdır. Bu aralık beş dakika, beş saatte veya ayda bir olabilir… Ama mutlaka ağrı geri gelir.”
Diş ve çene ağrısına dikkat
Peki hastalık nasıl teşhis ediliyor? İyi bir nörolojik muayene ve MR gibi görüntüleme yöntemleri değerlendirilerek tanı koyuluyor. Ancak burada Prof. Dr. Yılmaz, bir parantez açarak uyarıda bulunuyor:
“Bu hastalar çene ve diş ağrılarıyla diş hekimlerine gittikleri zaman tanı koymada ciddi problemler oluşabiliyor. Bu anlamda diş hekimlerinin dikkatli olması lazım. Trigeminal nevralji düşündükleri hastaları nörolojiye, beyin cerrahisine veya ağrı birimlerine yönlendirmeleri gerekiyor.”
[Fotoğraf: Getty Images]
Tedavide ilk adım: İlaç
Trigeminal nevralji, tedavisi mümkün olan bir hastalık. Teşhis konulduktan sonra ilk olarak ilaç tedavisine başlanıyor. Eğer olumlu yanıt alınırsa devam ediliyor. Ancak yıllar içinde damarın sinire yapışması ve sinirdeki hasarın artmasına bağlı olarak ağrının şiddetlenebildiğinin altını çizen Prof. Dr. Yılmaz, böyle bir durum karşısında izledikleri yol için şu ifadeleri kullanıyor:
“İlacın dozu çok çok yüksek seviyelere çıkabiliyor. O zaman ağrı girişimi var. Yanaktan girilerek iğneyle siniri yakmak, yani iletiyi bozmakla ilgili bir girişim uygulayabiliyoruz.”
Cerrahi yöntem en etkili tedavi şekli
Trigeminal nevraljinin tedavisi ameliyatla da yapılabiliyor. Tüm tedavi yöntemleri içinde cerrahi girişimin en etkili yöntem olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yılmaz, “Bu bir ağrı cerrahisi, mikrovasküler dekompresyon dediğimiz bir ameliyat yapıyoruz. Kulağın arkasından giriyoruz. Kemikte delik açıyoruz. Damarla sinirin ilişkisini bulup mikrocerrahi yöntemle ayırıp araya teflon dediğimiz bir yastık koyarak ayırıyoruz” diyor.
Cerrahi yöntemden korktuğu için uzun yıllar boyunca bu sorunla yaşayan pek çok hastayla karşılaştığını ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, “10, 20, hatta 30 yıldır bu ağrıyı çeken hastaları ameliyat ettim. Örneğin 10 yıldır bunu çeken çok fazla hasta var zaten. Ameliyat ettiğimiz hastalar genelde 3-5 yıl bu ağrıyı çekmiş hastalar oluyor” diye konuşuyor.
Bu ameliyatın etkisinin ilk bir yıl içinde yüzde 90 olduğunu belirtiyor Prof. Dr. Yılmaz. Bunun 5-10 yıl içinde ise yüzde 75-80’lere kadar düştüğünü ifade ediyor.
Kaynak: TRT Haber